Ahşap boyama Origami Tarifler # Sadece sevdim Gezmece görmece Image Map

30 Aralık 2013 Pazartesi

Geri Geldim... Ve Yılbaşı Kurabiyelerim...

 
Uzun bir ara oldu. Ailece zor bir dönemden geçtik, geçiyoruz da. Özellikle bu 2013 yılına baktığımda hayatımda çok büyük şeyler yaşadım ve çok da zorlayıcı. Ama güzel şeyler de oluyor elbette, göz ardı edemem.
 
Babamın hasta olduğundan bahsetmiştim. Babamı kıymetlimi kaybetik, mekanı cennet olsun. Tek tesellim Allahım çektirmedi, yaşasaydı onun için çok daha zor olacaktı diye düşünüyorum. Ardından eşimin kalple ilgili bir rahatsızlığı çıktı, onun için biraz koşturduk ve endişelendik. Allah'a şükür iyi, ama takip ettirmek gerekiyor sürekli. İnşallah iyi gider de sorun yaşamayız. 
 
Dediğim gibi zor bir dönemdi, acısı üzüntüsü öyle kolay geçecek gibi değil elbette ama hayat devam ediyor işte, etmeli de. Yeni yıl geliyor, yeni umutlarla yeni beklentilerle. Güzel haberler de geliyor sizinle daha sonra paylaşıcam vakti var biraz daha. "Hayat bu demek" diyorum kendime. Üzüntüsüyle, sevinciyle, tecrübeleriyle, yanımızdakilerle, uzağımızdakilerle herşeyiyle hayat bu işte.
 
Yeni yıl için bu kurabiyeleri yaptım, bugün ofiste dağıttım. Yaptıktan sonra karşısına geçip bakınca bile mutlu oluyorum bunları ben mi yaptım diye. Bir de paylaştığınızda insanların beğenileri, memnuniyeti ve yüzlerindeki kocaman gülümseyiş ile mutluluğum daha da artıyor. aklımda blogda paylaşmak için aylardır düşündüğüm yeni yıl projeleri vardı ama kısmet değilmiş. Başke sefere artık.
 
Herkese şimdiden mutlulukla, huzurla, sağlıkla ve en önemlisi tüm sevdikleri ve sevenleri ile birlikte geçirebilecekleri bir yıl diliyorum. Umarım ki 2014 şimdiye kadar gördüğümüz geçirdiğimiz yıllardan çok daha güzel getirir bize.
 
Sevgiyle kalın...

yılbaşı temalı kurabiye



yılbaşı temalı kurabiye


kardan adam kurabiye


şeker hamurlu yılbaşı kurabiyesi



şeker hamurlu yılbaşı kurabiyesi


yılbalı temalı kurabiye
 

8 Kasım 2013 Cuma

Paylaştıkça Azalır mı?


Bu bloğa başlarken amacım hep güzel şeyler paylaşmaktı, paylaştıkça her şey daha da güzelleşsin isteğiydi. Öyle de oluyor. Oluyor da ama hayat hep öyle gitmeyebiliyor. Sıkıntılar da üzüntüler de hayal kalp kırıklıkları da sevinçler, mutluluklar kadar gerçek ve hayatımızın bir parçası. Ama burda yani bu blogta hep güzel şeyler olsun istedim, sıkıntılardan bahsetmekten kaçındım. Hala bir yanım "evet bu böyle olmalı diyor" ama öteki yanım içimde kocaman bir top olup da yüreğimin üstüne oturan o sıkıntıların da paylaştıkça azalabileceğini söylüyor, tıpkı güzelliklerin paylaştıkça arttığı gibi. Bilemiyorum, bilmeli miyim onu da bilmiyorum. Ama bu hayatta inandığım bir şey varsa o da hislerimizden uzak onlara inanmadan bir şey yapmamanın gerekliliği. İnandığı, güvendiği, sevdiği ya da sevmediği, beğenmediği, istediği ya da istemediği bir şeyi yapmalı ya da yapmamalı, yani kalbinin sesini dinlemeli. Ve işte kalbim dedi ki paylaş sen de, paylaş ki hafifleyesin.
Gücüm fazla yok aslında detayları anlatmaya. Sevgili biricik babacım, idolüm, hayatı ondan öğrendiğim anlamlandırdığım, paylaşılmazım, değerlim şimdi hastanede. İnşallah sağlığına kavuşacak en kısa sürede. Öyle karmakarışık ruh hali içerisindeyim ki. Bir yanım yok bir şey iyileşecek diyor, bir yanım özlüyor, bir yanım her şey hadi artık eskisi gibi olsun her şey normal seyrine dönsün istiyor, o kötü evhamlı yanım didik ediyor içimi. Mümkün mü kulak tıkamak hepsine birden? İstiyorum ki gözümüzü açıp kapayalım her şey geçmiş gitmiş olsun, hayat normal seyrinde aksın, hatta yaşanmamış olsun. Olur mu dersiniz? Anı yaşamak gerçekten mümkün mü, hiç bir şey düşünmemeyi başarmak mesela? Sıyrılmak her şeyden ötesini berisini düşünmemek sanki yalnızca nefes alış verişlerine odaklanmak, başka şey duymamak, hissetmemek. Kafamdaki sesler sussa, kalsam kendimle başbaşa, düşünce yok, an var, huzur dolsa odaya. Mesela huzurun rengi yeşil olsa, dalsam gitsem o yeşilin içinde. Sonra uyansam, her şey geçmiş olsa...

Bir süre olamam buralarda herhalde, içimden hiç bir şeye el sürmek üretmek gelmiyor.

Bir de o içten dualarınızı istiyorum, esirgemeyin olur mu?

30 Ekim 2013 Çarşamba

Harika Bir Atıştırmalık, Hellim Peynirli Sandviç



Harika bir atıştırmalık. Biz eşimle büyük bir keyifle yiyoruz, yanında ev yapımı vişne suyu da varsa tadından yenmez diycem ama diyemiyorum gayet afiyetle ve büyük bir keyifle yeniyor :) 

Neler mi lazım? 

Hellim peyniri
Marul
Közlenmiş patlıcan
Domates
Arzu ederseniz soğan, havuç  (anlayacağınız damak tadınıza kalmış ) 

Hellim peynirini yağsız tavada kızartıyoruz. Patlıcanlardaki közlenmiş tadını biz çok sevdiğimizden ocakta közledik ama bu tadı ağır bulanlar ya da ortalık batmasın diyenler tavada çok az yağla ince dilimler halinde kızartabilirler. Sonrada ısıtılmış sandviç ekmeğinizin arasına istediğiniz sebzelerle donatıp sandviçinizi hazır ediyorsunuz. 

Ev yapımı vişne suyu tarifini merak edernler şu yazıma bakabilirler (...)


Eşim o kadar sabırsızlandı ki zor fotoğraf çektim :) Bu lezzetli fotoğraflarla sizi başbaşa bırakıyorum. 

Sevgiler 


hellim peynirli sandviç yapımı



hellim peynirli atıştırmalık sandviç yapımı


28 Ekim 2013 Pazartesi

Kendi Kutumu Kendim Yaptım





Öncelikle herkese merhaba. Bayram tatili, hastalıklar derken yine uzak kaldım buralardan. Bu kutuları bayrama çıkmadan paylaşacaktım sözde. Ne demişler geç olsun güç olmasın :) 

Aklımda ne zamandır depolama maksatlı bir kutu yapmak vardı. Aslında depolama demiyelim de tüm o ıvır zıvır, yararlı ya da belki bir gün işe yarar malzemelerimi toparlama, derleme maksatlı diyelim :)  Kilere koysam ordan istediğim zaman ulaşmak daha zor oluyor, ayrıca neyim var neyim yok bakamıyorum. Benim öyle bütün malzemeleri görmem lazım, zaman zaman alıp karşıma hımmm bunlardan ne yapabilirim diye düşünüp taşınmam ve nihayetinde işe koyulmam lazım. Bundan dolayı bir odanın bir köşesi bu mazelerle dolup taştı, gayet dağınık bir görüntü oluşturuyordu. Gönül isterdi bir hobi odam olsun, masalar raflar malzemeler yerli yerinde dursun o odadan çıkmıyım ben, malzemelerimle mutlu mesut yaşayayım :) Ben de onun yerine devasal bir kutu yapayım dedim. Ve sonunda kırtasiyeye gitmekle başladım işe :)  Kırtasiye demişken neler lazım onları bir listeleyelim önce: 

2 adet mukavva (ben 70 * 100 cm ebatlarında aldım, 30 * 60 cm tabanında kutu çıktı ve mümkün olduğunca kalın almakta yarar var) 
Kuvvetli yapıştırıcı
Kaplama kağıdı  (ben kendinden yapışkanlı desenli naylonlardan aldım, 6m lik olanı işimi gördü. Ama siz boyayabilir dekupaj  ya da dikiş vb. uygulamalar da yapabilirsiniz) 
falçata ( makas da işimi görür demeyin, mutlaka iyi bir falçata edinin )



Yapılışına geçersek, mukavvaya aşağıdaki şekli çiziyoruz. Yeşil kısımlar yan kenarları birbirine yapıştıracağımız kısımlar. Kırmızı ile işaretlediğim çizgilerin de ölçüleri aynı olmalı. Kutunun derinliğini yani yüksekliğini veren kısım. Ben 70*100 cmden çıkabilecek en büyük kutuyu ayarlamaya çalıştım, 20 cm yükseklikte 30*60 cm tabanlı bir kutu tasarladım. İstediğimix ölçülere uygun olarak aşağıdaki şekli çizdikten sonra falçatayla fazla kısımları kesip çıkartıyoruz. Ayrıca çizgilerin üzerinden fazla bastırıp tamamen kesmeden sadece hatları belirgileştirip kıvırmaya uygun hale getiriyoruz. Çizgiler üzerinden kıvırıp kutuya şekline veriyoruz. Yeşil alanlara yapıştırıcı sürüp yan kenarları birbirine yapıştırıyoruz. İyice kuruduğundan emin olduktan sonra son olarak süsleme kısmına gelebiliriz. Elinden dikiş gelenler kılıf dikip kutuyu kılıfa geçirebilirler ya da boyama ve dekupaj yapılabilir. Ben kendinden yapışkanlı dolap kaplanan naylonlardan aldım. Hava kabarcığı bırakmadan yapıştırdıktan sonra kutunun gövdesi hazır. Kapağı içinde 1 - 1,5 cm daha geniş tuttum ölçüleri. 1,5 cm çok olur mu demeyin, küçük gelmesindense biraz büyük gelsin. Eğer büyük gelirse kutunun kapağını içerden mukavva yapıştırarak kalınlaştırıp bu farkı azaltabilirsiniz. Ama küçüğe çare yok. 

İşlem tamamsa şimdi güzelce tüm malzelerinizi kutuya yerleştirebilirsiniz. Yazlık kışlık kıyafet ayırmak için hurç niyetine de kullanılabilir. 



İşte bunlar da benim kartondan peçeteye, mandalından etiketine, her türlü malzemem :) Düşünsenize bunların poşetlerde falan ortalıkta gezindiğini. Çok dağınıkmışım çok :) Ama şimdi gayet derli toplu oldum. 

Tekrar görüşünceye kadar kendinize çok iyi bakın ve sevgiyle kalın. 




15 Ekim 2013 Salı

İyi Bayramlar




Hastalıktan kafamı kaldıramıyorum, grip salgını beni de vurdu. Neredeyse 1 haftadır yatıyorum hala tam olarak toparlayamadım. Umarım sizler gayet sağlıksınızdır da bayramı ağız tadıyla, keyifle geçirirsiniz. 

Bayram kutlama fotosunu netten toparladım sizin için, hem biraz sevimli ve farklı olsun hem de bloğuma uysun istedim. 


Herkese sevgilerimi gönderiyorum. İyi dilek ve dualarınızı da esirgemeyin lütfen :) 

Herkese tekrar iyi bayramlar. 

9 Ekim 2013 Çarşamba

Çıtı Pıtı Makyaj Kutum




Evet tam olarak öyle, çıtı pıtı bir makyaj kutum oldu. Elimde bir kaç senedir duran (şehir değiştirip de kendimle beraber getirmeyi ihmal etediğim) o sevimli kutularımı sonunda değerlenedirebileceğim fikir çıktı ortaya. Tabi çıkar çıkmaz da hemen işe başlandı. Makyaj malzemeleri bir güzel içine yerleştirildi, gayet derli toplu olundu, aranan da rahatlıkla bulunuyor artık. Gerçi eskiden olsa bu kutu yeterli olmayabilirdi ama eskisi kadar makyaj yapmıyorum sanki, daha doğrusu yapıyorum da renk skalamı hafiflettim  :) 

Bu kutu için bir öncesi ve sonrası fotoğrafı olmazsa olmazdı, sizin için derledim :) İki kutuyu yanlarından birbirine yapıştırdım. Hem bu şekilde bölmeli bir kutu oldu. Sonrada yapışkanlı naylon kağıtlarla (hani şu dolap için kaplananlardan) kapladım. İşte bu kadar. Bir de  sanki çok büyük bir marifetmiş gibi de anlattım :)) Ama asıl marifetli kısmını yakında anlatıcam. Bu kaplama kağıtlarını aslında devasal ! depolama kutusu yapmak için almıştım. Artan kağıtları da bu şekilde değerlendirdim. Diğer büyük kutuların fotoğrafları da çekildi mi en kısa zamanda karşınızda olacak.

Şimdilik benden bu  kadar, kendinize çok iyi bakın. Sevgiler...







7 Ekim 2013 Pazartesi

Çikolata Kremalı Muzlu Muffin


 
 
Herkese iyi haftalar. Umarım her günü bir öncekinden daha da güzel geçecek, keyfimize keyif katacak bir hafta bizi bekliyordur.
 
Geçen hafta bu cupcakelerden yapıp ofiste dağıttım, sizle paylaşmak bugüne kısmetmiş. Haftaya güzel başlamak için iyi bir yöntem. Siz mutlu, yiyenler mutlu, ortam güzel daha ne olsun :) İster ailenize, ister işyerinizde, ister komuşlarınıza yapıp afiyetle yiyebilirsiniz. 
 
Tarifini de vericem ama söz konusu kek olunca benim için her şey göz kararı. O yüzden birebir uygulamak yerine tecrübenizi de katmanız gerekebilir tarif için :)  Malum bardaktan bardağa bile değişebiliyor. 
 
 
 
Kek Malzemeleri  (22 - 24 adet cupcake için ama sizin 12li muffin kalıbınız var ise yarım ölçü yapın)
 
3 yumurta

1 su bardağı şeker
1 su bardağı sıvıyağ  (ben çok yağlı sevmediğinden 1 parmak kadar az koyuyorum)
1 su bardağı süt
alabildiğince un
1 paket vanilya
2 paket kabartma tozu
muz
 
Krema Malzemeleri
1 kutu krema (mümkünse Sek ya da Tikveşli olsun, kıvamları daha yoğun)
1.5 paket bitter çikolata
kremşanti
pudra şekeri
 
Yapılışı: Önce kremayı hazırlamak gerek. En azından 4 - 5 saat buzdolabında dinlendirmek gerek, hatta geceden kremayı hazırlayabilrisiniz. Ama aceleniz varsa (yapmışlığım var :)  ) buluğa atıp iyice soğuttuktan sonrada kısa sürede kremanızı hazırlayabilirsiniz ama makbulü tabi ki normal şekilde soğutmak. Kremayı ocakta hafif ısıtıyoruz, içine çikolataları kırıyoruz ve iyice eritiyoruz. Sonra bu karışımı buzdolabında bekletiyoruz. Yeterince bekledikten sonra pudra şekeri ve kremşantiden bir miktar katıp mikserle yüksek devirde çırpıyoruz. Çırptıkça yoğun bir kıvam alacak ama kremşanti eksik ise ilave edebilirsiniz. Kremşantiyi 1 paket olduğu gibi koymak yerine kontrollü koymakta yarar var.  Bu arada bu tarz kremalara labne peyniri ya da krempeyniri de koyulabiliyor, damak tadınıza uyuyorsa kremşantiyi eklemeyip ya da daha az koyup bu peynirlerden de ilave edebilirsiniz.
 
Kek için fırınımızın sıcaklığını 180 C ye ayarlıyoruz. Yumurta ve şekeri iyice çırptıktan sonra yağ ve sütü ekliyoruz. Un, vanilya, kabartma tozunun birini ekliyoruz. Kıvama geldikten sonra diğer kabartma tozunu ekliyoruz (çok fazla karıştırmıyoruz),  ardından püre yapılmış muzu ekliyoruz. Kalıplara döküp pişiriyoruz. Süre vermiyorum, benim gibi kendini mikrodalga zanneden bir fırınınız varsa 20 - 25 dk rahatlıkla yetebilir ama 40 dk a kadar yolu var :)
 
Kremayı cupcakelerin üzerine sıkıp, üzerini benim gibi şeker hamurlarından elde ettiğiniz süslemelerle ya da fındık, hindistan cevizi, hazır süsleme şekerleri gibi ürünlerle süsleyebilirsiniz.
 
Ardından afiyetle, hep birlikte, mutluluk saça saça yersiniz.
 
 
Tekrar iyi haftalar, sevgiyle kalın...

 
 
 



 


 

30 Eylül 2013 Pazartesi

Kelebekli Ikea Panosu


Ikea'da bu kelebekli panoyu gördüğümde bayılmıştım, nereye asarım diye düşünüp almamıştım. Zaten Ikea'ya evin her tarafını ölçüp biçip gitmek gerek :) Sonra ben bunu kendim yaparı aslında düşüncesi kafamda uçışmaya başlamıştı. Uzun zamandır aklımda olan bir projeydi anlayacağınız ve sonunda denedim. Bence oldu siz ne dersiniz?  
Aslında en büyük mesele çerçeve bulmaktı benim için. Bu şekilde bir çerçeve ya denk gelmedi ya da ikeadaki panonun kendisinden pahalıydı. Sonunda bir gün gözüme çikolata kutusu ilişti ve  "evraka" Aynı aradığım çerçeveye benziyordu. Hemen kutu ikiye ayrıldı (kutunun kapağı da altı da aynı zaten, hani şu klasik kare çikolata kutuları) itinayla kat kat beyaza boyandı. Ardından sıra kelebekleri kesmeye geldi. Ama evde beyaz karton bulunamadı. Evde ne var ne yok araştırmaya başlandı, nerden bulunup kenara atıldığı bile hatırlanmayan ne beyaz ne de samanlı kağıt renginde karton bulundu. Çerçeveyle aynı renkte olması için o da boyandı. Ardından ölçüldü biçildi, kelebekler çizildi, bir adı var ama benim için adı hobi maket bıçağı olan alet ile kesildi ve çerçeveye yerleştirilip karşısına geçip keyifle bakıldı. 






Hala nereye asılacağı bilinmeyen zavallı pano kendisinden büyükçe arkadaşının yanına iliştirildi, ve poz vermesi istendi. Ardından eee bir de bunun boyalısı vardı dendi, bir de bir koşu suluboya kalemleri alındı. Öyle düşünmeden amaçsızca karalandı, boyandı ıslatıldı ve son halini aldı. Ama bence düz beyaz daha iyiydi, ilk fırsatta bir tane daha beyaz yapıcam nasılsa tak çıkar tasarlandı kendileri.

 Bugünlük benden ve hobi maceralarımdan bu kadar.

Herkese keyifli haftalar diliyorum.








26 Eylül 2013 Perşembe

Kelebekli Kapı Çelengi



kebekli kapı çelengi süsü yapımı

Herkese merhaba. Sıkıntılı geçen dün ve etkisinin maalesef devam ettiği bu sabaha rağmen ben neşemi geri kazanmaya ve devam ettirmeye kararlıyım. İş hayatında ne yazık ki sürekli negatif olan insanları kendinizden uzak tutma şansınız pek yok, hele de bazıları için hiç yok. Bloğum benim için kaçış yeri, kendim olabileceğim huzur bulabilecğeim bir yer. Burda aslında bu tarz negatif anlatımlarda bulunmak niyetinde hiç değilim, bloğu açarken de amacım hep güzel şeylerden bahsetmekti. Mümkün olduğunca uymaya çalışıyorum :)

Hadi güzel şeylerden bahsedelim o zaman. Benim güzel kelebekli kapı çelengim :) Orjinalini burda (...) gördüğümde tek kelimeyle bayılmıştım. Ben de yapmalıyım demiştim hemen. Ama iki konu yüzünden bu süreç uzamıştı. Birincisi doğru kağıdı bulmak mesele. Samanlı paket kağıdı, ambalaj malzemeleri satan dükkanlardan bulabilirsiniz. Ya da mobilya parçaları gibi malzemeler de bu tarz kağıtlara sarılıyor belki vardır evinizde ya da çevrenizde. İkincisi de, o yuvarlakları kesmek gözümü korkuttu. Ama bu yazımda (...) bahsettiğim Tchibodan aldığım alet tam bu iş için. Çok rahat oldu yuvarlakları kesmek. Gerisi çorap söküğü gibi geldi zaten. Detaylı yapılışı yukarıda verdiğim orjinal linkinde var ama sorularınız olursa seve seve cevaplarım.

Şimdilik benden bu kadar. Tam anlamıyla sevgiyle, huzurla kalın; kalın ki çevrenizdekilere de buşatırın mutluluğu, sevgiyi. Ve allah'tan dileğim çevremiz mutlu ve iyi insanlarla dolu olsun. Görüşmek üzere


kapı çelengi süsü nasıl yapılır


kapı süsü yapılışı


kapı çelengi yapılışı



23 Eylül 2013 Pazartesi

Enfes Bir Tat, Cornflakesli Çıtır Tavuk


Cornflakesli Tavuk  tarifi

Yeni bir tarif denedim. Arkadaşımın annesi yaparmış, ballandıra ballandıra anlatınca dur bir deneyeyim dedim. Ama her şey göz kararı, kendimce damak zevkimize göre ayarladım her malzemesini. Hatta ismini bile bilmiyoruz ama benim için "cornflakesli çıtır tavuk" artık o. Sonuç ise kesinlikle çok başarılı, çok lezziz. Hatta eşimin "son yıllarda yediğim en harika yemek" yorumu ile kendisinden tam not almayı da başardığımı haklı bir gurula belirtmek isterim. Evet evet biliyorum yine çok mütevaziyim, huyum kurusun  :))

"Eee tamam, bırak kendini övmeyi de ver bakalım tarifi" der gibisiniz, hisssediyorum :)  O zaman işte tarif.

  
Malzemeler:
tavuk (ben bonfile kullandım)

soğan
havuç
yeşil biber
un
süt
cornflakes
kaşar
baharatlar (arzunuza göre)
tuz
 
Yapılışı:
Tavukları küçük küçük kuşbaşı doğruyoruz. Soğanları da doğradıktan sonra tencerede tavuk ve soğanları soteliyoruz. Damak zevkimize göre arzu ettiğimiz baharatları ve tuzu ekliyoruz. (Ben tavukta köri, kimyon ve fesleğene bayılırım. Kesinlikle tavuğa bu üçü çok yakışıyor. Zaten eşim bana çeşnicibaşı ünvanı verdi evde :D ) Bir diğer önemli husus da soğan yemeğe çok yakışıyor, az olmayacak. Nerdeyse tavuk kadar soğan koyum ben. Sonra bu karışımı boracamın tabanına yayıyoruz. Ardından ince ince doğranmış biberleri ve rendelenmiş havuçları soteliyoruz. tuzunu ilave ettikten sonra un koyuyup şöyle bir karıştırıyoruz ve sütünü ilave ediyoruz. Un ben 1 silme yemek kaşığı kadar koydum, sütü de cıvık bir hal alana kadar koyuyoruz. Karışım katı olmayacak, bilakis gayet cıvık olacak, zaten un sayesinde fırında pişerken de katılaşacak. Çok kaynatmadan ısıttıp tavukların üzerine yayıyoruz. En son cornflakesleri avucumuzun içinde kırıp kırıp üzerini kapatıyoruz. 180 - 200 C sıcaklıkta fırında pişiyoruz. Conflakeslerin üzeri kızarmaya başlayınca rendelenmiş kaşar serpip kaşarlar eriyene akdar fırına tutuyoruz ve sonra servis edip afiyetle yiyoruz.

Dipnot: Benim yaptığım hataya düşüp biberler acı mı diye kontrol etmeyi unutmayın. Eğer acıyla aranız iyi değilse benim gibi mideniz isyan bayrağı çekebilir :))  Peki ya eşim? Bir acı sever olarak benim midemin aksine onun midesi bayram etti :) Ama o acıya rağmen yemeğe bayıldım, doğruya doğru, yemeğe acı da çok yakışıyor. Acı biber daha az miktarda konulup ayarlanabilir ya da pul biber kullanılabilir. Dedim ya tamamen damak tadınız önemli burda.


Sevgi ve afiyetle kalın...

Cornflakesli Çıtır Tavuk



 
Cornflakesli Tavuk

 

20 Eylül 2013 Cuma

İyi Haftasonları



Her ne kadar sonbahar kendini hissettirmeye başlasa da ben seçtiğim fotoğraflarla 
yazı yaşatmaya devam ediyorum.
 
Herkese Keyifli Bir Haftasonu Diliyorum. Tadı Damağınızda Kalsın.
 
Sevgiyle Kalın...


18 Eylül 2013 Çarşamba

Hamur Kabartma Mutfak Panosu



Ne zamandır elimde bekliyordu bu pano. Bir türlü bitirmek için elime alamıyordum. Gördükçe şöyle bir bakış atıp yapsam mı diye düşünüp sonra nedense vazgeçiyordum, içimden gelmiyordu. Bende de böyle bir durum var işte, içimden gelecek yapmak yoksa olmuyor. Yapamıyorum, yapmaya kalksam sonuçtan memnun olmuyorum. Bir şeyi sırf bitsin diye ya da zevk vermeyecek bir çalışma ise yapmış olmak için yapmayı hiç sevmem. Yaptığım şey keyif verecek, sonucunu merakla ve büyük bir istekle beklemeliyim, sabırsızlanmalıyım. 

Ama bu panoda bir şeyler ters gitti sanırım. Kısa bir dönem kursa gitmiştim, orda başlamıştım bu panoya. Sanırım sebebi hocanın tutumu oldu, çok da içime sinmeyen dekupajlara zorla! diyemesem de yönlendirdi beni. Benim seçtiğim farklı dekupajlar vardı ama onlar olmaz yapılmaz vs.ler sonucunda bir bakmışım aşağıdakilerle çalışıyoruz :)  O dönemde bir de bizi üzen bir olay da yaşamıştık, ben bu işlerden iyice kopmuş, kendimi soyutlamıştım tamamen. Daha sonra yine hobilerime vakit ayırmaya başlasam da  bu panoya bir türlü başlayamamıştım. Bilmiyorum belki de o sıkıntılı dönemi çağrıştırıyordu, çünki ben ne zaman o sıkıntılı dönemi kafamda bitirdim içime sindirdim, eskisi gibi canımı yakmamaya başladı ve yerini buruk bir anıya bıraktı o zaman elime alabildim. Çıkan sonuç beni memnun etti mi peki? Tam anlamıyla değil, adını koyamasam da içime sinmeyen bir şeyler var yine de. 

Eğer merak edenleriniz varsa bu hamur kabartma nasıl yapılır, püf noktaları nelerdir diye elimden geldiğince açıkladım. Sabrı olanlar için :) detaylıca açıklamaya çalıştım. Fotoğraflar çok anlaşılır olmadı, kat kat olduğunu görebilmeniz için yakından da çekmeye çalıştım. Aşağıdaki fotoğrafta görebilirsiniz, dikkatlice bakınca anlaşılıyor. 

 


Panoda neler uygulandı peki, hadi bakalım :) 

Öncelikle ahşap zımparalandıktan sonra astar boya atıldı. 

4 adet aynı kağıdın fotokopisi alındı. (kaç adet çekmeniz gerektiğini aşağıda açıklayacağım) 

Alta zemin oluşturması açısından direkt kağıdın biri dekupaj yöntemiyle yapıştırıldı.
Sonra diğer parçalar kağıtlardan kesildi (işin bu kısmını ve püf noktasını da aşağıda açıklayacağım), hamur açıldı ve hamura dekupaj yöntemiyle yapıştırıldı. Hobi maket bıçağıyla kenarlarından keserek şekiller çıkartıldı. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken bıçağı dik tutmak yerine biraz açılı tutarak şekillerin altından kesmek. Böyle yapmalıyız çünki kenarlarını elimizde bastırıdığımızda hamurlar kenarlardan taşmasın. Yine de taşan hamur var ise onları bıçakla temizliyoruz. Sonra hem hamurun arka yüzeyine hem de panoda yapıştıracağımız yere tutkal sürüp yapıştırıyoruz. bu işlemi her ekstiğimiz parça yapıyoruz. 

Bu yapıştırma işleminin püf noktasına gelecek olursak. Şekillerden hangilerini nasıl keseceğiz, işte bu kısım önemli. Resmin bütününü alıp elimize bakıyoruz. Resimde dikkat ederseniz bazı objeler arka planda, bazıları orta kısımda, bazıları da ön planda.  Zaten bu işlemi ilk başta yapmalıyız ki kaç tane fotokopi çektirmemiz gerektiğine de karar verelim ( zemin, arka - orta - ön plan objeleri için 4 adet çektirdim ben). 

Gelelim nasıl keseceğimize. En basit tanımıyla zeminden öne doğru objeleri oturtmak. Ve her katmanda daha detaya iniyoruz yani kestiğimiz parçalar da büyükten küçüğe gidiyor. Zemini yapıştırmıştık zaten. Sonra arka planda görünen objeleri oturtamız gerekiyor. Arka planda ne var, yapraklar ve elmalar ile aşağıdaki merdane, tart olan kısım. Burada yaprak arkada deyip yalnızca yaprağı kesmiyoruz, elma ile beraber kesiyoruz yani büyük parça olarak. Aynısı aşağıdaki tartlı kısım içinde geçerli. Sonra orta katmana başlayınca soldaki için yalnızca elmayı kesiyorz yani küçük parça ve bunu yapıştırıyoruz. Aşağıdaki kısım için sürahi - süt ve merdaneyi arkada bırakmak için onları çıkartıp tart ve masa örtülü kısmı kesip yapıştırıyoruz. Son katmanda da daha da setaya iniyoruz ce tartın üstündeki iki elmayı kesip yapıştırıyoruz. Ve son olarak da dilim elmayı yapıştırıyoruz. Mantık arkadan öne doğru, büyük parçadan küçüğe doğru gitmek, işte bu kadar. 

Bir de daha bombeli görünmeleri için panonun üstüne yapıştırırken altını küçük açılmış hamur parçaları doldurup bunun üzerine kestiğimiz parçayı yapıştırıyoruz. Böylece daha dolgun görünüyor.   





Bu işlem tamamlandığında yapıştırılan yerler beyaz beyaz görünecek. (tabi yapıştırma esnasında da taşan hamurları kurumadan temizlemek gerekiyor, burası ince işçilik gerektiriyor). Hamur iyice kuruduktan sonra ise yağlı boya ile kenarlarını doldurarak hatları belirginleştiriyoruz. 

En son kenarlara uygun dekupaj resmi bulup onları yapıştırdım. Aklınızda bulunsu yazılı dekupajlarla çalışmak cidden zor oluyor, yazıların birbirinin devamıymış gibi kesmek gerek. 

En son olarak da tabloya genel olarak yağlı boya eskitme uyguladım. 

Geriye arkasını deldirip duvara asmak kaldı. 


İçime sinmemesine rağmen yine de hakkını vermek gerek; fena olmamış diyorum ben, ya siz? 


Ehh şimdilik hoşçakalın, en kısa zamanda tekrar görüşmek üzere ... 


16 Eylül 2013 Pazartesi

Sonbahara İnat Pinterestten İç Açıcı Ev Halleri


İç açıcı, rengarenk, pastel tonlarda dekore edilmiş evlere bayılıyorum. Hele bir de o evler aydınlık ise. Maalesef bizim ev genelde loş, yalnızca salon yeterli sayılabilecek kadar ışık alıyor. Bir de şu aynalı koyu renk camlardan olunca iyice ışık almaz oluyor ev. Ben de işte böyle pinterestteki evlere bakıyorum imrene imrene :)
 
Hele şimdi bir de sonbahar kendisini hissettirmeye başladı, hüzün bastı içimi. Tüm renkler yavaş yavaş kaybolmaya başlayacak. Dergilerin Eylül sayıları bile renklerini kaybetmiş. Ama ben gelen sonbahara rağmen içimiz açılsın, renkleri kaybetmeyelim diye sizin için bir kaçını derledim, bakalım siz de beğenecek misiniz? 
 
Herkese bol renkli, ışıl ışıl, iç açıcı bir hafta diliyorum.
 
Keyifli seyirler ... 





















Image Map